Blog
Gençlik Çalışmalarında Deneyimsel Öğrenme
- Mart 3, 2022
- Yayınlayan: admin
- Kategori: Blog

“En basit haliyle, deneyimsel öğrenme deneyimden öğrenme ya da yaparak öğrenme anlamına gelir. Deneyimsel öğrenme, önce öğrenenleri bir deneyime daldırır ve daha sonra yeni beceriler, yeni tutumlar veya yeni düşünme biçimleri geliştirme deneyimi hakkında çözümleme yapmayı teşvik eder.” Lewis & Williams
Gençlik çalışmaları deneyimsel öğrenmenin en çok kullanıldığı alanlardandır. Örgün eğitimde veya kurumsal eğitimlerde formel metotlara çok daha sık rastlanırken, birçok gençlik örgütü yıllardan beri deneyimsel öğrenme metotlarını kullanmaktadır. Deneyimsel öğrenme kavramı özellikle sosyal becerileri (soft-skill) geliştirmede tercih edilir; yaygın (non-formal) öğrenme olarak da karşımıza çıkabilir.
Peki bir deneyimsel öğrenme çalışması neye benzer? Katılımcılara bir öğrenme deneyimi sunan, sonra da bu deneyim üzerine çözümleme yaptıran aktiviteler, egzersizler, oyunlar deneyimsel öğrenmeye dahildir. Deneyimsel öğrenme felsefesinin bulunduğu bir ortamda:
- Öğrenen sınıfın merkezidir.
- Öğrenme ortamındaki herkes bilgi kaynağı ve aktarıcısı olabilir.
- Öğrenme ortamındaki herkesin paylaşımları eşit derecede önemlidir.
- Herkes birbirinden öğrenebilir. Herkes birbirinin öğretmenidir, herkes öğrencidir.
- Öğrenme sürecinde, öğrenme ortamında bulunan herkes ve ortamın nasıl kurgulandığı önemlidir.
- Herkesin farklı öğrenme tercihleri olabilir.
- Farklı öğrenme yöntemleri kullanılarak herkesin öğrenme stiline uygun kapsayıcı bir öğrenme ortamı yaratılır.
- Her öğrenen; kendine uygun öğrenme stilinde, kendi öğrenme motivasyonunu keşfederek ve kendi öğrenme hızında öğrenebilir.
- Öğrenci konuyla kişisel bir bağ kurar ve öğrenme merakı için öğrenir.
Bir öğrenme ortamında bu özelliklerin bulunduğunu düşünüyorsanız, o ortamda deneyimsel öğrenme vardır. Deneyimsel öğrenmenin tanımına ve bileşenlerine biraz daha yakından bakalım:
Deneyimsel Öğrenme Teorisi
Deneyimsel Öğrenme Teorisi David Kolb tarafından 1981 yılında ortaya konmuştur. Kolb; Lewin, Dewey ve Piaget’nin deneyim odaklı öğrenme modelleri üzerine kurulmuştur. Deneyimin öğrenme üzerinde çok önemli bir rolü olduğunu söyler. Kolb öğrenmeye bütüncül bir perspektiften yaklaşır ve 4 basamak ile tanımlar:
- Somut Deneyim (hissetme)
- Yansıtıcı Gözlem (izleme)
- Soyut Kavramsallaştırma (düşünme)
- Aktif Deneyimleme (uygulama)
Deneyimsel Öğrenme modeli birbiriyle ilişkili iki diyalektik kavram öne sürer; deneyim edinmek (algılamak) ve deneyimi dönüştürmek (işlemek). Deneyimi edinmek Somut Deneyim ve Soyut Kavramlaştırma basamaklarıyla; deneyimi dönüştürmek ise Yansıtıcı Gözlem ve Aktif Deneyimleme basamaklarıyla gerçekleşir. Öğrenen kişi bu dört basamağın her birine dokunur; yani hisseder, izler, düşünür ve yapar. Somut deneyimler, gözlemleme ve yorumlamaya temel oluşturur. Bu gözlemler daha sonra soyut kavramlara evrilir, ki bunlar da aktif biçimde uygulamaya dönüşür. Bir şeyi aktif biçimde uygulamak tekrar somut bir deneyime neden olur ve böylece öğrenme basamakları sürekli birbirini izler.
Öğrenme süreci öğrenen kişinin aktif olduğu süreçtir. Öğretmede ise öğrenen pasiftir. Öğrenmenin gerçekleşebilmesi için öğrenenlere (katılımcılara/öğrencilere) ne olursa olsun öğrenmenin aktif bir parçası olarak bakılmalıdır. Katılımcılar sürece dahil olabilmeli, ona katkı sunabilmeli, hatta belli bir miktar süreç üzerinde kontrol sahibi olabilmelidir.
Öğrenme sadece düşünsel bir eylem değildir. Deneyimleme, deneyimler üzerine tartışma, konu ile kişisel bağını fark etme, düşünceleri ifade etme, uygulama yöntemlerini keşfetme, pratik yapma, kendine özgü yöntemler bulma, önceki bilgiler ile yeni bilgiyi birleştirme de öğrenmenin parçasıdır. “Öğretilmek” pasiftir, “öğrenmek” aktiftir.
Gençlik çalışmaları temelinde gençleri aktif yurttaşlar olarak geliştirmeyi hedefler. Aktif bir yurttaş olabilmek sorumluluk almayı, inisiyatif kullanmayı ve aktif rol oynamayı içerir. Böyle kazanımların olabilmesi için öğrenme sürecinin de aktif olmasına ihtiyaç vardır. Gençlik çalışmalarında öğrenme kazanımlarını deneyimsel öğrenme yöntemleriyle sunmak uzun vadede sivil toplum örgütlerinin, belediyelerin ve yerel kurumların hedeflerine daha uygundur. Gençleri aktif yurttaşlar olarak deneyimsel öğrenme ile geliştirmek, gençlerin hem öğrenen hem öğreten olduğu sürdürülebilir bir ekosistem yaratmaya yardımcı olur.